Ana içeriğe atla

Pıtırcıklar


''Dünyada çiçek, çocuk ve kuş olduğu sürece korkma; her şey yolunda demektir.''

Çocuklar ile yaşanan güzel olayları genelde not alıyorum. Bugün bazılarını sizler ile paylaşacağım. Ben her bir anıyı defterime not alırken yüzümde kocaman bir gülümseme oluyordu, umarım diyalogları okurken sizlerin de yüzünde kocaman bir gülümseme olur.


  • 1. sınıftaki pıtırcıklarımızdan 4-5 tanesi ön bahçemizde saklambaç oynuyorlardı. Aynı sınıftan bir pıtırcık arkadaşlarının yanına gelip ''Ben de oynamak istiyorum'' dedi. Saklambaç oynayan çocuklardan birinin yanıtı: ''30'a kadar saymayı biliyorsan bizimle oynayabilirsin.'' :)


  • 2. Sınıfa giden bir çocuğumuz annesi ile birlikte yanıma geldi. Annesi çocuğunu bana şikayet ediyordu. Şikayeti: ''Benim çocuğum kitap okumak istemiyor. Çünkü kitap okurken ağzında tükürükler birikiyormuş.''


  • 4. sınıf çocuklarımızdan bir tanesi odamdaki pufun üzerinde uyuma numarası yapıyordu. Soru sordum yanıtlamadı. ''Uyudun mu minnoş?'' dedim ses çıkartmadı. ''Uyuduysan kafanı salla'' dedim, kafasını salladı.


  • Böcekler hakkında konuşuyoruz. Çocuklar ile aramızda geçen diyalog şu şekilde:
          +Elif abla deniz kenarında danaburnu böceği görürsen ne yapman gerekiyor                  biliyor musun? 
          -Hayır bilmiyorum canım ne yapmam gerekiyor?
          +Kaçman!


  • Bir okulda Eğlen, Öğren, Hijyen eğitimi düzenledik. 3. sınıf öğrencilerine mikroplar, bakteriler, mantarlar hakkında bilgilendirme yapıyorduk. Çocuklara sunum yapan gönüllümüz ''Çocuklar mantarın ne olduğunu bilen var mı?'' diye sordu. Çocuklardan biri parmak kaldırıp söz aldı. Yanıtı: ''Ağaçların dibinde olur onu pişirip yemek yaparız.'' 

  • Çocuklar tabu oynuyorlardı. Yanlarına gittim ve oyuna dahil oldum. Anlatma sırası bana gelmişti. Sırada kartta yazılı kelime ''Ispanak''tı. Kelimeyi görünce içimden ne kadar kolay bir kelime olduğunu çocuklara hemen anlatabileceğimi düşündüm (yanılmışım :)) Sonrası:
          -Çocuklar Temel Reis ne yediğinde güçleniyordu söyleyin bakalım?
          +Temel Reis kim???
          +Ben Piri Reis'i duymuştum.
          +...


  • Okulun son günü bazı çocuklarımız birime uğradı. Çocuklarla karneleri hakkında konuşurken bir çocuğumuz şu cümleleri kurdu:
          Biz okul başladığında annemlerle konuştuk. Eğer takdir alırsam bana bilgisayar              alacaklarını söylediler. Bilgisayar oynamayı hiç sevmiyorum. Yazın bilgisayarım              olmadan rahat rahat tatil yapmak istediğim için çok çalışmadım teşekkür aldım.
          

Hepsi masumiyet abidesi!



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

El Emeği Teşekkürle Ödenmez

Haberleri okuyordum ekranın sağ tarafında çocuk oyuncuların çalışma koşullarının düzenlemesi ile ilgili bir haber gördüm, dikkatimi çekti ve tıkladım. Sayfa açılır açılmaz karşıma elinde son model tableti bulunan fotoğrafın çekildiğinden haberi yokmuş gibi yapan bilindik bir çocuk oyuncu… Haberin içeriğine baktığımda çocukların çalışma koşullarının düzenlenmesi ile ilgili birçok güzel sınırlandırmalar getirildiğini gördüm. Mesela; derslerinde başarısız olan çocuk oyuncuların çalışma izni iptal edilecek, 3 ay ile 14 yaş arasındaki çocuklara minimum asgari ücret ödenecek vb. gibi. Buralar iyi güzel. Devamında ise şu cümleler yer alıyordu: ‘’Çocuk oyuncular akşam 20.00 ila sabah 06.00 saatleri arasında çalıştırılamayacak. Ancak 6-13 yaş arası çocuklar canlı yayın olması şartıyla gece 23.00'e kadar çalışabilecekler. Çocuklarda çalışma süresi, işyerine vardığı andan itibaren başlayacak, her bir saatlik çalışmada 15 dakika mola verilecek. Mola süresi de çalışmadan sayılacak. 7 g...

Despot'un Evi: Cunda'da Çocuk Esirgeme Kurumu

Despot evi 1862 yılında sarımsak taşından inşa edilmiş. Hikayesi şu şekildeymiş: Sahildeki binayı inşa ettiren Despot, Yunanistan’ın devlet olduğu gün Rum halkının sevinçten verdiği bağışlardan çok para kazanmış. Ve o paraları doğum yeri olan Yunda’ya ( Alibey Adası ) getirmiş. Getirmiş olduğu paraların bir kısmıyla sahildeki binayı inşa ettirmiş. Despot, gelirken yanında getirmiş olduğu paralarla rahat bir yaşam sürmüş. 1877 yılının ocak ayında baskın yapan hırsızlar Despot’u öldürmüşler ve bir rivayete göre evde buldukları altın gümüş kupalarla 15.000 Osmanlı lirasını da alarak kaçmışlar. Bir hafta önce Despot evini görmeye gittik; bahçesinde bir anne, baba ve çocukla karşılaştık. Kendi aramızda konuşurken beyefendi sohbetimize katılıp ‘’522 kişiydik burada. Ne zamandır gelip görmek istiyordum ama bu şekilde bulacağımı hiç tahmin etmezdim. Evin altından yürüyerek denizi geçer adaya giderdik. Yolda kaplar, kılıç mılıç bir sürü şey bulurduk. Şimdi ne hale gelmiş. Önc...

Tırnağını annesi keser parmağını makinası.

 Geçmişe bakacak olursak; İngiltere’de başlayan sanayi devrimiyle istihdam oranlarında gözle görülür artışlar yaşanmıştır. Açılan büyük fabrikalar ile birlikte üretim artmış, işgücüne ihtiyaç oldukça fazlalaşmıştır. Kurulan makinalar büyük olduğundan dolayı iş artık evde yapılmaktan çıkmıştır. Fabrika sisteminin oluşturulması üretimin hızlanması açısından bakıldığında olumlu gibi gözükse de bu fabrikalarda çalışacak kişi açısından malesef aynı olumlu etkiyi yaratmamıştır. Erkekler ile birlikte kadınlar ve çocuklar da işgücüne katılmışlardır. Hatta erkeklerden ziyade kadınlar ve çocuklar daha ucuz işgücüne mal olduğu için fabrikalarda çalıştırılmak adına tercih sebebi haline gelmişlerdir. Tahmin edileceği üzere ucuz işgücünden en çok zarar gören çocuklar olmuştur.  O dönemin olumsuz yanlarından biri ‘’sömürü’’ idi. Emek sömürüsü göz ardı edilemeyecek kadar fazlaydı. Özellikle küçük çocuklar haklarını savunamadığı, düşük ücretle çalışmayı kabul ettikleri için tercih edilmey...