Ana içeriğe atla

Okyanus, Dalga ve Ada

Ne güzel demiş Farid Farjad
‘’Tamam ölmek için doğuyoruz da,
Yanlış giden bir şeyler var.
Neden yaşamadan ölüyoruz!’’

Dünyada sadece 1 kez var olabiliyoruz. Bilirsiniz sıfır etkisiz elemandır ondan sonra gelen en küçük rakamdır 1.
Başlar biter.
Tek hayat, tek şans…
Belki de bu koskoca evrendeki tek şansımızdır hayat.
Hayat adeta okyanus gibidir aslında…

Mesela kimisi para içinde yüzer bu okyanusta,
Kimisi canını kurtarabilmek için ülkesini bırakıp başka bir ülkede yaşama ümidiyle bindiği botun alabora olması sonucunda hırçın dalgalara karşı yüzer,
Kimisi geçim sıkıntısı çekip dert içinde yüzer.

Dalgalar bazı insanlara bolluk bereket getirirken bazı insanlardan aldıklarını okyanusun farklı yerlerine savurur. Bazen de bakarsınız dalgalar bazı insanlara sadece vurur; çünkü ondan ne alacağı bir şey vardır ne de götüreceği bir şey…

Bu insanlar ıssız ada gibi okyanus ortasında durup bekler sadece. Eğer şanslıysa dalgalar güzel deniz kabukları, istiridyeler getirirse bu adaya dünyanın en güzel adası olma yolunda ilerler bu ıssız ada. Güzelliğiyle dillere destan olur, adeta haritada aranan yer haline gelir. Ama eğer ki bu adaya dalgalar bir tane bile deniz kabuğu getirmezse cılız bir ada olarak kalıp haritada hiç gözükmeden neredeyse var olmadan yok olur.

Birinin hayatına, birinin üzüntüsüne, birinin mutluluğuna, birinin ruhuna, birinin eline, yüzüne, sırtına, omzuna, yüreğine, bazen söz, bazen göz, çoğu zaman kalbinizle minicik de olsa, tüm samimiyetinizle dokunun demiş Farid Farjad. Kendini bir dalga olup ıssız adalara istiridyeler taşımaya adamış/adayacak herkesin yaşama rüzgarı bol olsun.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

El Emeği Teşekkürle Ödenmez

Haberleri okuyordum ekranın sağ tarafında çocuk oyuncuların çalışma koşullarının düzenlemesi ile ilgili bir haber gördüm, dikkatimi çekti ve tıkladım. Sayfa açılır açılmaz karşıma elinde son model tableti bulunan fotoğrafın çekildiğinden haberi yokmuş gibi yapan bilindik bir çocuk oyuncu… Haberin içeriğine baktığımda çocukların çalışma koşullarının düzenlenmesi ile ilgili birçok güzel sınırlandırmalar getirildiğini gördüm. Mesela; derslerinde başarısız olan çocuk oyuncuların çalışma izni iptal edilecek, 3 ay ile 14 yaş arasındaki çocuklara minimum asgari ücret ödenecek vb. gibi. Buralar iyi güzel. Devamında ise şu cümleler yer alıyordu: ‘’Çocuk oyuncular akşam 20.00 ila sabah 06.00 saatleri arasında çalıştırılamayacak. Ancak 6-13 yaş arası çocuklar canlı yayın olması şartıyla gece 23.00'e kadar çalışabilecekler. Çocuklarda çalışma süresi, işyerine vardığı andan itibaren başlayacak, her bir saatlik çalışmada 15 dakika mola verilecek. Mola süresi de çalışmadan sayılacak. 7 g...

Despot'un Evi: Cunda'da Çocuk Esirgeme Kurumu

Despot evi 1862 yılında sarımsak taşından inşa edilmiş. Hikayesi şu şekildeymiş: Sahildeki binayı inşa ettiren Despot, Yunanistan’ın devlet olduğu gün Rum halkının sevinçten verdiği bağışlardan çok para kazanmış. Ve o paraları doğum yeri olan Yunda’ya ( Alibey Adası ) getirmiş. Getirmiş olduğu paraların bir kısmıyla sahildeki binayı inşa ettirmiş. Despot, gelirken yanında getirmiş olduğu paralarla rahat bir yaşam sürmüş. 1877 yılının ocak ayında baskın yapan hırsızlar Despot’u öldürmüşler ve bir rivayete göre evde buldukları altın gümüş kupalarla 15.000 Osmanlı lirasını da alarak kaçmışlar. Bir hafta önce Despot evini görmeye gittik; bahçesinde bir anne, baba ve çocukla karşılaştık. Kendi aramızda konuşurken beyefendi sohbetimize katılıp ‘’522 kişiydik burada. Ne zamandır gelip görmek istiyordum ama bu şekilde bulacağımı hiç tahmin etmezdim. Evin altından yürüyerek denizi geçer adaya giderdik. Yolda kaplar, kılıç mılıç bir sürü şey bulurduk. Şimdi ne hale gelmiş. Önc...

Tırnağını annesi keser parmağını makinası.

 Geçmişe bakacak olursak; İngiltere’de başlayan sanayi devrimiyle istihdam oranlarında gözle görülür artışlar yaşanmıştır. Açılan büyük fabrikalar ile birlikte üretim artmış, işgücüne ihtiyaç oldukça fazlalaşmıştır. Kurulan makinalar büyük olduğundan dolayı iş artık evde yapılmaktan çıkmıştır. Fabrika sisteminin oluşturulması üretimin hızlanması açısından bakıldığında olumlu gibi gözükse de bu fabrikalarda çalışacak kişi açısından malesef aynı olumlu etkiyi yaratmamıştır. Erkekler ile birlikte kadınlar ve çocuklar da işgücüne katılmışlardır. Hatta erkeklerden ziyade kadınlar ve çocuklar daha ucuz işgücüne mal olduğu için fabrikalarda çalıştırılmak adına tercih sebebi haline gelmişlerdir. Tahmin edileceği üzere ucuz işgücünden en çok zarar gören çocuklar olmuştur.  O dönemin olumsuz yanlarından biri ‘’sömürü’’ idi. Emek sömürüsü göz ardı edilemeyecek kadar fazlaydı. Özellikle küçük çocuklar haklarını savunamadığı, düşük ücretle çalışmayı kabul ettikleri için tercih edilmey...