Ana içeriğe atla

Babayla çocuk emanettir birbirlerine...

Baba demek:
Çocuğu doğarken hastanenin kapısında heyecanla bekleyen demektir,
Hatta doğmadan çocuğuyla birlikte yapacaklarını kafasında planlayan kişi demektir,
Bebeği rahat uyuyabilsin diye yatağından fedakarlık edip koltukta uyumak demektir,
Bebeğinin ağzından çıkan ilk kelime 'anne' olduğu zaman kıskanıp merakla baba diyeceği günleri beklemek demektir,
Çocuğunun dişlerini çıkarttığı zamanlarda parmağını ısırmasına izin vermek demektir,
Çocuğu okula başladığı zaman sevinmek aynı zamanda büyüdüğünü fark ettiği için hüzünlenmek demektir,
Çocuğunun okuldan mezun olduğunu gördüğünde gururlanıp ağlamak ama bunu belli etmemek demektir.
Ve daha bir sürüsü…

Benim için baba demek:
Ağzımdan çıkan en güzel kelime,
Kulağımın duyduğu en özel kelime demektir.
Dünya üzerindeki en sevdiğim kişi demektir,
Hayatımdaki en önemli insan demektir,
Çoluk çocuğa karışsam bile gece uyumadan önce öpmek isteyeceğim kişi demektir,
Her zaman sırtımı dayayabileceğim birisi olduğunu bilmek demektir,
Çocuklarına hem babalık hem de annelik yapabilmek demektir,
Kızı olduğum için şükretmeme sebep olan demektir,
Koşulsuz sevgi demektir,
En büyük destekçim demektir,
Varlığıyla mutlu olduğum demektir,
Dualarımda en çok yer alan kişi demektir.
Ve yazmakla bitmeyen daha nice iyi anlamlara sahip kelimelerin bütünü demektir.

Umarım hayatınız boyunca benim babama olan sevgim kadar sevgiye sahip olursunuz ve sonu olmayan güzel duygular biriktirirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

El Emeği Teşekkürle Ödenmez

Haberleri okuyordum ekranın sağ tarafında çocuk oyuncuların çalışma koşullarının düzenlemesi ile ilgili bir haber gördüm, dikkatimi çekti ve tıkladım. Sayfa açılır açılmaz karşıma elinde son model tableti bulunan fotoğrafın çekildiğinden haberi yokmuş gibi yapan bilindik bir çocuk oyuncu… Haberin içeriğine baktığımda çocukların çalışma koşullarının düzenlenmesi ile ilgili birçok güzel sınırlandırmalar getirildiğini gördüm. Mesela; derslerinde başarısız olan çocuk oyuncuların çalışma izni iptal edilecek, 3 ay ile 14 yaş arasındaki çocuklara minimum asgari ücret ödenecek vb. gibi. Buralar iyi güzel. Devamında ise şu cümleler yer alıyordu: ‘’Çocuk oyuncular akşam 20.00 ila sabah 06.00 saatleri arasında çalıştırılamayacak. Ancak 6-13 yaş arası çocuklar canlı yayın olması şartıyla gece 23.00'e kadar çalışabilecekler. Çocuklarda çalışma süresi, işyerine vardığı andan itibaren başlayacak, her bir saatlik çalışmada 15 dakika mola verilecek. Mola süresi de çalışmadan sayılacak. 7 g...

Despot'un Evi: Cunda'da Çocuk Esirgeme Kurumu

Despot evi 1862 yılında sarımsak taşından inşa edilmiş. Hikayesi şu şekildeymiş: Sahildeki binayı inşa ettiren Despot, Yunanistan’ın devlet olduğu gün Rum halkının sevinçten verdiği bağışlardan çok para kazanmış. Ve o paraları doğum yeri olan Yunda’ya ( Alibey Adası ) getirmiş. Getirmiş olduğu paraların bir kısmıyla sahildeki binayı inşa ettirmiş. Despot, gelirken yanında getirmiş olduğu paralarla rahat bir yaşam sürmüş. 1877 yılının ocak ayında baskın yapan hırsızlar Despot’u öldürmüşler ve bir rivayete göre evde buldukları altın gümüş kupalarla 15.000 Osmanlı lirasını da alarak kaçmışlar. Bir hafta önce Despot evini görmeye gittik; bahçesinde bir anne, baba ve çocukla karşılaştık. Kendi aramızda konuşurken beyefendi sohbetimize katılıp ‘’522 kişiydik burada. Ne zamandır gelip görmek istiyordum ama bu şekilde bulacağımı hiç tahmin etmezdim. Evin altından yürüyerek denizi geçer adaya giderdik. Yolda kaplar, kılıç mılıç bir sürü şey bulurduk. Şimdi ne hale gelmiş. Önc...

Tırnağını annesi keser parmağını makinası.

 Geçmişe bakacak olursak; İngiltere’de başlayan sanayi devrimiyle istihdam oranlarında gözle görülür artışlar yaşanmıştır. Açılan büyük fabrikalar ile birlikte üretim artmış, işgücüne ihtiyaç oldukça fazlalaşmıştır. Kurulan makinalar büyük olduğundan dolayı iş artık evde yapılmaktan çıkmıştır. Fabrika sisteminin oluşturulması üretimin hızlanması açısından bakıldığında olumlu gibi gözükse de bu fabrikalarda çalışacak kişi açısından malesef aynı olumlu etkiyi yaratmamıştır. Erkekler ile birlikte kadınlar ve çocuklar da işgücüne katılmışlardır. Hatta erkeklerden ziyade kadınlar ve çocuklar daha ucuz işgücüne mal olduğu için fabrikalarda çalıştırılmak adına tercih sebebi haline gelmişlerdir. Tahmin edileceği üzere ucuz işgücünden en çok zarar gören çocuklar olmuştur.  O dönemin olumsuz yanlarından biri ‘’sömürü’’ idi. Emek sömürüsü göz ardı edilemeyecek kadar fazlaydı. Özellikle küçük çocuklar haklarını savunamadığı, düşük ücretle çalışmayı kabul ettikleri için tercih edilmey...